1 Mart 2009 Pazar

uzun zaman sonra yeniden...

Nerden başlamak gerekli artık bilemiyorum, o kadar uzun zaman oldu ki seni görmeyeli, seninle konuşmayalı, gülmeyeli... Kendimi unuttuğum olağan zamanlarda hep aklıma geliyor, kendi kayıplarımda bir de seni gömdüğümü farkediyorum, kendi cesedimin yanında bir başkasınında gömülü olduğunu görmek kıskandırıyor beni ama çevreme baktığımda daha bir çok boş mezar olduğunu görüyorum. Ve tek hüznümün sen olmayacağı yazıyor mezar taşlarında. Ama şimdilik sen varsın kendi kayıplarımda aramaya çalıştığım, her gün anlamsız şekilde daldığım, uykusuz geceler adadığım... lütfen gel...

Kendimi seviyorum

Kendimi seviyorum, her sabah uyanıp aynaya baktığımda çoğu zaman çirkin bazense sadece kendime güzel görünmemi seviyorum. Dişlerimi sürekli fırçalamama rağmen bir türlü beyazlaşmayan doğuştan mat dişlerimi seviyorum. Her sabah takma eziyetini çektiğim, bazense gözlerimi kan çanağına çeviren lenslere beni mahkum eden 5 numara miyop gözlerimi seviyorum. Uzadıkça arasındaki seyrekliklerin belli olduğu, birinin boyunun diğerini tutmadığı seyrek sakallarımı seviyorum. Ne yaparsam yapayım bir türlü şekle girmeyen saçlarımı seviyorum. Öpüşürken hep zorlandığım kocaman dudaklarımı seviyorum. Sürekli tıkanan, kışlarıyla sızlayan burnumu seviyorum. Yalnızlığı seviyorum sadece kendimle olabildiğim için. Bir beni seviyorum benden başkası olmadığım için. Yürürken adımlarımı karıştırmamı seviyorum. Sürekli bir yere dalıp gitmemi seviyorum. Olur olmadık her şeye şaşırmayı seviyorum. Mışıl mışıl uyurken bir anda terleyerek yataktan fırlayarak uyanmamı seviyorum. Hayal gücümün beni yönetmesini seviyorum. Gerçeklerin ise farkında olabilmeyi seviyorum. Ağzımın yanacağını bile bile çayı sıcak içmeyi seviyorum. Kahvaltıda beyaz peynirden vazgeçemememi seviyorum. Düzenli bir hayatımın olmamasını seviyorum. Düzenin ne olduğunu bilmemeyi seviyorum...

Benimle yaşamayı seviyorum ama seninle birlikte ölmek kadar değil...

O.A