22 Aralık 2007 Cumartesi

KARANLIKTAN AYDINLIĞA...

Lütfen ağlatma gözlerimi.
Tuzlu ve ıslak olmasın
Gözyaşlarım.
Hayallerden gerçeğe dönmesin düşlerim.
Nereye gideceğini bilemesin bilinçaltım.
Lütfen ürkek bakmasın gözlerim
Bitmesin yüreksiz cesaretim
Gözlerine kör olmayayım
Hayat kısa sürecekse.
Simsiyah olsun beyaz kefenim
Bembeyaz olsun siyah gözlerin
Bir yaz günü olsun 10 Eylül sabahım,
Hiç yaprak sararmasın,
Üşümesin donmuş bedenim.
En karanlıktaki aydınlığa
Sığınsın sinsice.
Duygusuz duygular yaşasın.
Ağlayabilmeli gülmesini beceremese de
İlkbahara dönsün 10 Eylül sabahım
Görebileyim
Ana rahminden çıkan çiçekleri.
Nereye baktığım belli olmadan
Kesebilmeliyim hayalimdeki hayali
Lütfen üzmesin beni mutluluğun
Uzaklarda olsun
Gözlerine bakan gözler
Beni de görmesin
Saatler kala
Ölümüme sebebim olmasın
Her yanıma sen dolasın
Nefes alırken acı çekeyim
Sırf sen içimdesin diye
Ölüme evet diyeyim...


18 Aralık 2007 Salı

KIZIM OLACAK...





Kızım olacak; adı da sen

Sen gibi kokacak nedensiz

Saçları senin gibi hırçın

Bakmaya kıyamayacağım sen gibi

Kızım olacak; adı da sen

Gözleri sen gibi heyecanlı ve mutlu

Teni bembeyaz aynı sen doğacak

Her baktığımda sen olacak

Her güldüğünde sen bakacak.

Kızım olacak; adı da sen

Sen gibi gelecek umutlarla

Bağlayacak kendine sen gibi

Bir parçam daha olacak, kızım olacak…




15 Aralık 2007 Cumartesi

SİS VE GECE


Geceydi günün ve sis

Sevişiyordu her yeriyle karanlığın.

Utanmak yok,

Gözler önünde

Çırılçıplak.

“Sis ve Gece”

Vurulmuşlar birbirlerine

Biri platonik biri melankolik

Ki uykusuzdu zordu sevişmek

Sessizliğe boyun eğebilmek

Çığlıklarına hakim olmak, inlememek

Adı çıkmasın diye “Sis ve Gece”

Gece karanlıktı ve de dışlanmış

Diğeri ise Sis; toz, duman o da yalnız…

8 Aralık 2007 Cumartesi

DARBE


Yürüyorum sadece

Gözümde at gözlükleri

Biri tutmuş elimden

Bir o yana sürüklüyor

Bir bu yana ittiriyor

Sağıma baksam karanlık

Soluma hiç dönemiyorum ki

Alışmamışım…

Ne düşünüyorsun diye sormayın

Bir torba yem olsa da yesem şimdi

Başka bir şey yok aklımda.

Özgürlük mü o da ne?

Aklımı bulandırma

Sahibim dövüyor sonra

Çok acıyor bir bilsen

Kırbaç darbeleri.

Artık yaşlanıyorum

Kalmadı eski asiliğim

Her şeye kafa sallıyorum

Yürüyorum dere tepe demeden.

Ama taşıdığım yük

Her seferinde biraz daha artıyor

Taşıyamıyorum bazen

Yıkılıyorum yere

Bir kırbaç darbesi daha

Kalkıyorum

Kalkıyorum hayat

Kalkıyorum hayat son defa

Zorla….

ÇATIŞ-MA

Ne zaman karşısına çıktın neden girdin hayatına, nasıl bir bunalım ve çalkantı içindeydi o zaman. Kendine olan bütün güvenini kaybetmiş olarak gidiyordu bu adam. Bir tedavi, bir rahatlama, iç huzuruna tekrar kavuşmak istiyordu. Kimseye güvenemediğindendi hep yalnızlığı ve yalanlar söylemesi. Çoğu zaman gerçeği kendisi bile bilemiyordu. Ama bir şekilde dönüp dolaşıp yalnızlığına tekrar kavuşuyordu. İstediği bumuydu yoksa istenilene sürekli boyun mu eğiyordu. Zaman geçmek bilmiyordu, yaraları bir türlü iyileşmiyor beyni her geçen gün biraz daha karışıyordu. Kendiyle yalnız kalmamıştı hiçbir zaman orada olduğu kadar, bunun bir tedavi yöntemi olacağını sanmıştı, ama gün geçtikçe işe yaramadığını anlamaya başladı. Sakalları da dertleri gibi uzamaya başlamıştı ve koyu teni daha belirgin hale gelmişti. Aynaya bakmaktan korkar hale geldiği zamanlarda o çıktı karşısına. İnsanlarla diyalogunu bitirdi zamanlardı, artık bundan kurtuluş yok dediği günlerdi ve o geldi. Ve bir çatışma içine girdi kendisi ile ona hissettiği duygular arasında, bir yanı aynı acıları tekrar yaşamaya değmez diyordu, bir yanıysa ne hissediyorsan onu yaşa istiyordu. Bu gidip gelmeler çok uzun sürdü, ona her yaklaştığında bir tarafı ondan uzaklaştırıyordu onu. Bu gidip gelmeler bu çalkantılar hayatın kendine sunduğu karmaşalar çok acıttı canını. O kadar uzak kalmak zorunda kaldı ki çok yakınken bile ona. Her seferinde kaçtı, bahaneler buldu kendini kandırmak için, olmadı yapamadı. Ve sonunda o gece yaklaştı ona gözlerini kapadı ve öptü.bundan sonra yaşanılanları hiç anlatmadı kimseye. Çünkü her gün o günden beri o geçen günleri kafasında yeniden kuruyor değişik senaryolar yazıyor farklı mutluluk hikâyeleri üretiyordu. Ve bu hala böyle devam ediyor, o adam hala o günleri hayal ediyor.