
Dışarıya çıkamıyorum anne bugün,
Sokaklar kalabalık,
Ellerinde pankartlar
Yürüyorlar binlerce kişi.
Duyabiliyor musun seslerini?
Anne söylesene savaş ne demek?
Neden herkesin gözünü kan bürümüş.
Nasıl doğdu nefretleri insanların?
Bu haykırışlar neden ?
Neden ölmek ,
Neden öldürmek istiyorlar anne?
Kimse bizle konuşmuyor baksana
Sınıfta bile tek başıma oturuyorum,
Simidini paylaşmıyor artık arkadaşlarım?
Biz ne yaptık anne?
Kimseyi öldürmedik demi anne?
Bu gece uçamayacağım anne
Demirden kuşlar
Önümü kesecekler gene biliyorum
Uzak kalacağım bir süre
Güvercinlerimden, martılarımdan.
Kontrol noktalarını geçemiyorum anne
Kontrol ederlerken seni, beni, bizi.
Sis kaplamış her yeri
Önümü bile göremiyorum artık
Aydınlık günler ne zaman gelecek anne?
2 yorum:
anneye yakarışın, en içinden çıkılmaz anlarda bile ne çok şey demek olduğunu anımsıyorum hala.bazı anıştırmalar insanın içindeki girdaba kapılıp gitmesi demek.anne sesi,anneden beklenen bir tek işaret,nasıl bir tansıktı şimdi çok uzak bir anımsama..çocukların sokağa çıkamayacağı, kuşların kanatsız uçmaya çalışacakları, ağaçların çiçeksiz yaşlanacağı günler gelecek.bir anne sıcağı bile bunları yok saymaya yetermiş...
annenin dizlerinin dibine çöküp ağlamak kimseden utanmadan çekinmeden, ve şikayet edebilmek herşeyi özgürce acaba kim ne der korkusundan uzak.ve anlattıklarına aldığın sıcak bir gülümseme, nazik bir saç okşaması,alnına konan sıcak bir öpücük. ve onun yokluğunu hissettiğin zamanların soğukluğu bedeninde seni üşüten...
Yorum Gönder