27 Ekim 2007 Cumartesi

UYUMAMIŞTI, UYANDIRILMAMIŞTI


Bir gece yarısıydı

Kapısı üç kere uzun uzun çaldığında.

Uyumamıştı, uyandırılmamıştı.

Demir parmaklıkların gölgesi,

Uyuyor dizlerinin dibinde.

Tepesinde teki patlamış

Floresan lamba.

Kâğıdı çürümüş

Ciğerleri gibi

Rutubetten.

Kalemi şekilsiz

Çakıyla kazınmaktan.

Bir gece yarısıydı

Kapısı üç kere uzun uzun çaldığında.

Uyumamıştı, uyandırılmamıştı.

Duvarın soğuk rengi yetmezmiş gibi,

Buz gibi kalorifer petekleri.

Üstünde ince dokuma battaniye

Ağzında sürekli öksürük türküsü.

Düşünmekti suçlatan kendini

İyi yâda kötü fark etmezdi.

Kaç kişi okumuş önemsizdi.

Bir gece yarısıydı

Kapısı üç kere uzun uzun çaldığında.

Uyumamıştı, uyandırılmamıştı.

Kitabı için sürekli yazıyordu;

“2023’te Devrimin Çocukları”.

Babasından öğrenmişti;

Ekmek kavgasını,

Yurttaş sevgisini,

Barış naralarını,

İsyan etmesini, sokak sokak

Kaçıp yağmurda zatürre olmasını.

Bir gece yarısıydı

Kapısı üç kere uzun uzun çaldığında.

Uyumamıştı, uyandırılmamıştı.

Hiç yorum yok: